olabildiğince

olabildiğince
adv. as much as possible, as far as, ever

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur — dostlarını olabildiğince çoğalt, düşmanlarını olabildiğince azalt anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çarşaf çarşaf — sf. Olabildiğince uzun, uzun uzun …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geniş — sf. 1) Eni çok olan, enli, vâsi Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu. P. Safa 2) Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi. O. C. Kaygılı 3) Bol (elbise) 4) Kapsamı büyük …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mümkün mertebe — zf. Olabildiğince, yapabildiği kadar İçinin sıkıntısını ondan mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oldukça — zf. Olabildiğince Geceyi oldukça rahat geçireceğinizi ümit ederim. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alâkadrilimkân — (A.) [ نﺎﮑﻡﻻارﺪﻗﻼﻋ ] olabildiğince …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”